ÇİCEKCİ KAHVEHANESİ
Adres: Salacak, Toktaş Sk. No:9, 34668 Üsküdar/İstanbul
(Ahmed Süheyl Ünver Hoca’mızın “Üsküdar’da: Âlimler, Şairler, Sanatkârlar ve Ressamlar Kulübü: İhsaniye’de Çiçekçi Kahvesi” eseri 18.10.1959 tarihli olması münasebeti ile.)
Ahmed Süheyl Ünver’in Çizimi ile Çiçekçi Kahvesi
Bazı semtlerin özel, semtin de önüne geçmeyi başarmış olan yapıları vardır. Semtin adı anıldığında hemen akla o yapılar gelir. İşte Çiçekçi denince ilk akla gelen yapı da, artık Süheyl Ünver’in çizgilerinde yaşamaya devam eden Çiçekçi Kahvesi’dir.
Şimdilerde zamanın hoyratça tüketildiği yerler olarak kabul edilen ve bu nedenle pek çok kimsenin hoş bakmadığı kahvehanelerin bazıları bir dönemin İstanbul’unda, adeta aydınlanma mekânlarıydı. Üsküdar’da da bu işleve sahip kahvehaneler bulunmaktaydı. Mehmet’in Kahvesi, Tophanelioğlu Kahvesi, Dutlu Kahve ve en meşhuru Çiçekçi Kahvesiydi.
Çicekci Kahvehanesi, Üskudar’da Karacaahmet Mezarlığı yanında bulunan meşhur kahvehanedir.
Ne zaman yapıldığı belli olmayan bu kahvehanenin, 1767 yılında Ayşe Hatun adına burada yapılmış namazgâhla aynı dönemlerde inşa edildiği tahmin edilmektedir. Kapatıldığı 1938 yıllarına dek, Hacı Ahmed Efendi isminde biri tarafından işletilmiştir. Ahmed Efendi hatıralarını anlatırken “Herkesin fincanı ayrıydı, kimsenin fincanı ile kimseye kahve vermezdim” diyerek, seçkin müdavimlerin büyük bir titizlikle nasıl ağırlandığını da hatıraları arasına sıkıştırmıştır. Bu müdavimler arasında kimler yoktu ki? Burhan Felek, Şair Talat, Şair Mustafa Safi, Ressam Hoca Ali Rıza Bey, Süheyl Ünver, Mısır’a gidişinin hemen öncesinde Selimiye’de ikamet eden Mehmet Akif, Muallim Naci, İsmail hakkı Altunbezer’in babası Hattat İlmi efendi, Necmeddin Okyay, Hersekli Şair Arif Hikmet, Musahipzade Celal, Mahir İz, İbrahim Hakkı Konyalı, bu seçkin misafirlerden sadece birkaçıdır.
Hatta kendini Topkapılı Osman Ağa adı ile tanıtarak, şehirde tebdil-i kıyafetle sık sık dolaşan padişah III. Osman’ın (1754-1757) Üskudar’a geçtiği her vakit bu kahvehaneye uğradığı söylenmektedir. Ahmed Çelebi (Hammal), Üskudar’ın 18. asırda çiçek yetiştiricisi şöhretlerindendir. “uride” ve “Sihriye” isimleriyle tescil edilmiş Girit Lale’lerinin yetiştiricisi odur. Alâeddin Bey, Selimiye’deki Çicekci kahvesinin gedikli müşterilerindendi. Alâeddin Bey tanıtılırken aynı zamanda genel anlamda olumlu bir kabadayı tipi de ortaya çıkmaktadır. Öyle ki: “Yolda ve oturduğu yerde bazen bıyıklarını burar, hafif hafif konuşur, bir söyler, bir dinler, hoş meşrep, ahkamcılığını kimseye sezdirmez, kahve parasına herkesten evvel davranır.”
Günümüzde ise Çiçekçi Kahvesi’nin bulunduğu alan Üsküdar Belediyesi’nin Çiçekçi Parkı olarak düzenlediği alandır.
Yılmaz, Sinan. Altın Şehir Üsküdar. İstanbul: Ötüken Yayınları, 2017.
KEMALETTİN TUĞCU
(1902-1996)
Çengelköy’de doğup büyüyen çocuk romanları yazarıdır. İstanbul Çengelköy’de doğdu (27 Aralık 1902). Babası Birinci Dünya Savaşı gazisi Binbaşı Ali Galip Bey’dir. Doğuştan ayaklarında bir sakatlık olduğu için, okula devam edemedi. Dedesinin Çengelköy’deki köşkünde toplumdan uzak, içe kapanık bir çocukluk geçirdi. Okuma yazmayı, kendisinden bir buçuk yaş kadar büyük olan ağabeyi Nurettin’e ders verirken babasından öğrendi. Babasının kitaplığındaki çeşitli kitapları okuyarak kendi kendini yetiştirdi. On üç yaşından itibaren yazma denemelerine başladı. Sonradan bir süre Galatasaray Lisesi’ne devam ettiyse de ailesinin fakir düşmesi üzerine bunu da sürdüremedi. Kendi çabasıyla Fransızca öğrendi. Yirmi yaşındayken başarısız bir ayak ameliyatı geçirdi. 1928’de İstanbul dışına çıktı. Irmak-Çankırı demiryolu yapımında ambar memuru olarak çalıştı. Türkiye Matbaasında ciltçi, dizgici ve yönetici (1932) olarak çalıştı. Türkiye Yayınevi’nin kurulması üzerine Yıldız, Ev-İş Kadın, Yavrutürk, Muallimler Birliği, Çocuk Haftası, Binbir Roman, Ceylan, Gelincik gibi dergilerde çalıştı; yazı ve şiirler yayımladı. Yazdığı Üç Ayrılık romanı ile büyük ilgi gördü. Aynı yayınevinin “Evin Romanları” serisinden kitapları yayımlandı. İş hayatını, Doğan Kardeş dergisinde matbaa müdürlüğü, Hayat dergisinde sekreterlik, arşiv şefliği, idare ve yayın müdürlüğü gibi görevlerle sürdürdü, buradan emekli oldu. 18 Ekim 1996’da öldü. Beş yüz elliden fazla çocuk romanı yazdı. Daha çok sevgi, acıma duygusu, fakirlik, kendi ayakları üzerinde durma gibi temaları işleyen bu popüler romanlarıyla ilk ve ortaokul çağındaki çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında büyük bir pay sahibi oldu. Bazı romanları senaryolaştırılarak Ayşecik (1960), Kolsuz Bebek (1961), Yüz Karası (1964) gibi filmler, Üvey Baba adlı televizyon dizisi çekildi. Sokak Çocuğu, Hırsızın Oğlu, Yetim Malı, Anasının Kuzusu, Babasının Oğlu, Çocuklar Adası çocuk romanlarından bazılarıdır. Hz. Muhammed’in Hayatı adlı bir incelemesi de vardır.
chrome-extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.uskudar.bel.tr/userfiles/files/MNA_Uskudarli_Meshurlar.pdf