DEFTERDAR TAHİR EFENDİ
(-1832)
Harem iskelesi'nde bulunan caminin banisi Tahir Efendi, Derviş Efendizade el-Hac Osman Efendi'nin oğludur. Cami için tanzim ettirdiği vakfiyede, babasının Bayezid' deki evinden bahseder ki, muhtemelen doğma büyüme İstanbulludur. İlk eğitimini nerede aldığını bilmediğimiz, fakat iyi bir tahsil görmüş olduğu malum olan Tahir Efendi, Mektûbî-i Defterî Kalemi'ne girmiş ve daha sonra da tuğra çekimindeki kabiliyetine binaen tuğrakeşliğe yükselmiştir. Sultan II. Mahmud'un tuğralarını çeken Tahir Efendi, yaptırdığı cami ve çeşmedeki tuğra ile kitabeleri de kendisi yazmıştır. 1236 (1821) senesinde hoca unvanı taşıyan Tahir Efendi, bir sene sonra 1237 (1822)'de ulufeciyân-i yemin (sağ ulufeciler) kâtibi oldu. 1240 (1825)' da şıkk-ı evvel defterdarlığı 'na tayin oldu ve Harem Iskelesindeki camisini bu görevi esnasında inşa ettirdi. Ayrıca görevine yeni atandığı yıllarda, Vak'a-i Hayriyye vuku bulmuş ve Yeniçeriliğin ortadan kaldırılmasıma karar verilen divan da Defterdar Mehmed Tahir Efendi de hazır bulunmuştur. 1243 (1827)'de defterdarlıktan azlolundu. Bu azille birlikte Yenişehr-i Fenar Defterdarlığı'na tayin olundu.Tahir Efendi'nin bu görevde sadakatle çalıştığını ve gayet başanlı olduğunu, Sadrazarnın padişaba yazmış olduğu kaimeden anlıyoruz. 1244 (1828) yılında Ordu-yı Hümayun'a çağrılmış ve sadaret kethüdalığına getirilmiştir. Birkaç ay sonra ise telcrar defterdar-ı şıkk-ı evvel olmuştur. 1245 (1829)'de bu görevinden istifa eden Tahir Efendi, aynı yıl evkafı hümayun nazırlığına getirildi. Tahir Efendi 124 7 (1831) tarihine kadar evkafı hümayun nazırlığını sürdürmüştür. Ancak bu tarihte Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali Paşa isyan edince, başında Serasker Hüseyin Paşa'nın bulunduğu ordu, Kavalalı üzerine gönderildi. Bu ordunun defterdarlığına bir hatt-ı hümayun ile Mehmed Tahir Efendi getirilmiş ve nişancılık da yine kendisine verilmiştir. Bu hatt-ı hümayunun tarihi 20 Z 1247 (30 Mayıs 1832) olup, ordu bu tarihten kısa bir süre sonra yola çıkmıştır. Tahir Efendi'nin getirildiği bu görev onun son vazifesi olmuştur. Çünkü ordu Adana 'yı geçtikten sonra havanın çok sıcak olması ve sam yeli esmesinden dolayı rahatsızlanan Tahir Efendi, ordu hareket halinde iken Ağustos ayında vefat etmiştir.
Tahir Efendi'nin vefatından sonra naaşının nereye defnedildiği bir muammadır. Bu konuda Mehmed Süreyya, na’şının Dersaadet'e getirilip, Harem İskelesi'nde inşa ettiği camiye defnedildiğini belirtmektedir. Diğer kaynaklar ekseriyetle Mehmed Süreyya'nın verdiği bu bilgiyi alıp kullanmışlardır. Hâlbuki cami haziresinde Tahir Efendi için dikilen şahide sadece bir makam taşıdır. Yani hazirede Tahir Efendi için bir kabir yoktur, zaten makam taşının bulunduğu yerdeki alan da kabir için yeterli değildir. Tahir Efendi'nin medfun bulunduğu yer hakkındaki doğruya en yakın bilgiyi Mehmet Nermi Haskan vermektedir; "Haziredeki “şahide hatıra olmak üzere konulmuş olup, esas kabri Payas'ın Zeytinlik Mezarlığı'ndadır. Şimdi Demir-Çelik Endüstrisi arazisi içinde bulunan mezarlıkta, cami haziresindeki taşın bir eşi vardır. Şimdilik, Tahir Efendi'nin asıl kabrinin Payas 'ta olduğunu, ancak bu kabirden günümüze hiçbir izin ulaşamadığını kabul etmekle yetinmek zorundayız.
Makam taşında yer alan Fî 2 S[Safer], 1248 tarihinin 1 Temmuz 1832’ye tekabül etmesi sebebi ile ajandamızda bu tarihte yer verilmiştir.
HAREM DEFTERDAR TAHİR EFENDİ CAMİİ
Adres: Selimiye, Selimiye Ambar Sk. No:17, 34668 Üsküdar/İstanbul
Cami, Harem'de ve iskelenin yakınında Selimiye İskele Sokağı, Selimiye Ambarı Sokağı ve Kavak Bayırı Sokağı'nın çevirdiği adada bulunmaktadır. Arazi meyilli olduğundan fevkânî olarak 1246 H yılında Tahir Efendi tarafından yaptırılmıştır. Daha önceleri bu yerde 1122 H (1710 M) de bir mescit var imiş ancak bu mescit zamanla harap olmuş yerine defterdar Tahir efendi bu mescidi bina ettirmiş. Altında bir çeşme ve bir kaç dükkân vardır. Camiin yan tarafında ve set altında, ulu çınar ağaçlarının gölgelediği düz bir yer bulunmaktadır. Burada eski bir ayazma ve havuz vardır. Yakın tarihe kadar önü deniz olan bu yerde, Üsküdar'ın en güzel kahvehanesi mevcuttu. Üsküdarlı büyük ressam Ali Rıza Bey, buranın birçok resimlerini yapmıştır. Harem, arabalı vapur iskelesi yapılırken deniz doldurulmuş ve kahvehane de bu sıralarda kapatılmıştır. Camiin arka tarafında ise, 1940 senelerinde yıktırılan Büyük Selimiye Ambarı bulunuyordu. Bugün yerinde Harem Oteli vardır. Camiin yan tarafında ve Kavak Bayırı Sokağı'nda sağda Tahir Efendi'nin yaptırmış olduğu bir çeşme daha bulunmaktadır. Camiin çatısı ahşap ve kiremitlidir.
https://www.uskudar.bel.tr/userfiles/files/Y%C3%BCzy%C4%B1llar%20Boyunca%20%C3%9Csk%C3%BCdar1%20BirinciCilt.pdf