ABDURRAHMAN CAHİT ZARİFOĞLU
(1940-1987)
1 Temmuz 1940’ta Ankara’da doğdu. Baba tarafından Kafkasya’dan gelip Maraş’a yerleşen bir aileye mensuptur. Babası Niyazi Bey hâkimdi. Annesi Şerife Hanım, Maraşlı Evliyazâdeler’dendir. Okuma yazmayı, resim yapmayı, Kur’an okumayı daha okula başlamadan annesi ve anneannesiyle mahalle hocalarından öğrendi. Babasının görevi sebebiyle çocukluğu Silvan, Baykan, Siirt, Siverek, Kızılcahamam ve Ankara’da geçti. Siverek’te başladığı ilköğreniminin ardından orta öğrenimini 1951’de döndükleri Maraş’ta tamamladı. Lisenin son sınıfında beklemeli olduğu sırada bir ilkokulda vekil öğretmenlik yaptı. Pilotluk hevesiyle bir yaz boyunca Eskişehir’de Türk Hava Kurumu’nun uçuş kurslarına katılarak Millî Model Uçak B Sertifikası aldı (1961). Yüksek tahsilini, aynı yıl girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde uzun süren bir öğrenciliğin ardından tamamladı (1971). 1967 ve 1973’te Almanya’ya gitti. Goethe Enstitüsü’nün dil kurslarına devam etti, belli başlı Avrupa şehirlerini dolaştı. Öğrencilik yıllarında İstanbul’da gazetelerde sekreterlik, bazı kurumlarda çevirmenlik gibi işlerde çalıştı. İstanbul’da özel bir lisede Almanca öğretmenliği yaptı. 1973’te Sarıkamış’ta başladığı askerliğini 1974 harekâtının ardından gönderildiği Kıbrıs’ta tamamladı (1975). Dönüşte Ankara’da bir kamu kuruluşunda, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü’nde çevirmenlik yaptı. Radyoda görevi raportör, araştırma görevlisi, uzman ve şef olarak sürdü. 1983’te İstanbul’a taşındı.
Maraş Lisesi’nde okurken edebiyatla ilgilenen bir arkadaş grubuna dahil oldu. Erdem Bayazıt, Mehmet Akif İnan, Rasim Özdenören ve Alaeddin Özdenören gibi ileride şair, hikâyeci ve yazarlar çıkaracak bu gruptaki arkadaşlarıyla Hamle adlı okul dergisini yeniden çıkardı. Bir taraftan da Maraş’taki mahallî gazetelerde sanat-edebiyat sayfaları hazırlıyorlardı. 1962’de tek sayılık Açı dergisini çıkardı. Aynı yıl İstanbul’da Sezai Karakoç’la tanıştı. Yeni İstiklâl gazetesinin sanat-edebiyat sayfalarında Abdurrahman Cem adıyla şiirler yayımladı (1965). 1966’da Diriliş dergisinde şiirleri, “İns” adlı uzun hikâyesi yayımlandı. Şiirleriyle Yeni Dergi, Soyut, Türk Dili, Papirüs gibi dergilerde de göründü. Edebiyat dünyasında tanınmaya başladığı bu yıllarda ilk kitabı İşaret Çocukları’nı çıkardı. Diriliş’te yazmayı sürdürürken 1969’dan itibaren Ankara’da Nuri Pakdil’in çıkardığı Edebiyat dergisinde bazı ürünleriyle yer almaya başladı. Bu derginin yayınları arasında şiir ve hikâye kitapları çıktı. 1976’da arkadaşları Rasim Özdenören, Erdem Beyazıt, Alaeddin Özdenören’le beraber Mavera dergisini kurdu. Bu verimli yeni çalışma döneminde derginin yönetimine katıldı, gençlerle yazışmalar yaptı, şiir ve yazılarını yayımlamayı sürdürdü. Dergiyle birlikte kurdukları Akabe Yayınları arasında şiirleri ve günlükleri kitap haline getirildi. Bunlara ardı ardına çıkan çocuk kitapları eklendi. Yönelişler şiirlerinin yayımlandığı bir başka dergi oldu. 1984’te Türkiye Yazarlar Birliği’nce kendisine çocuk edebiyatı dalında ödül verildi. İslâm coğrafyasının değişik bölgelerinde müslümanlara uygulanan zulüm ve baskılar, yaşanan acılar, savaş ve ölümler karşısındaki tepkileri şiir ve yazılarına yansıdı. Bir taraftan da Yeni Devir, Millî Gazete ve Zaman gazeteleriyle İslâm ve Gülçocuk dergilerinde Zarifoğlu, Ahmet Sağlam, Vedat Can gibi adlarla yazılar yazdı. Son şiirlerinden birkaçı Yedi İklim dergisinde çıktı. Son şiir kitabı Korku ve Yakarış yayımlandığında (1986) şair olarak ününün doruğundaydı. Yakalandığı pankreas kanserinden kurtulamayarak 7 Haziran 1987’de öldüğünde İstanbul Radyosu’nda denetçi idi. Ölümünün ardından şairler, yazarlar ve bilginlerin de katıldığı bir cenaze merasimiyle Beylerbeyi Küplüce Mezarlığı’nda toprağa verildi. Ardından şiirler yazıldı, eski geleneğe uyularak ölümüne tarih düşürüldü.
Cahit Zarifoğlu’na şiiri için elverişli bir dilin kapısını açan İkinci Yeni şairleri olmuş, kişiliği üzerinde belirleyici rolü Necip Fazıl Kısakürek ve Sezai Karakoç oynamıştır. Şiir tekniği bakımından belli bir şaire bağlanamayacak olan Zarifoğlu daha ilk şiirlerinde kendi sesini bulmuş, kendi kuşağı içinde şiirde yapı sorununu en iyi kavramış bir şair olarak görülmüştür. Nitekim ölümünün ardından yazılan bazı yazılarda “bir gün keşfedilecek özel bir ada” diye nitelenmiştir. İlk kitabı İşaret Çocukları’nda yer alan şiirlere çevresindeki tabiat öğeleri, hayatta gözlediği her türlü canlılık belirtisi, kımıldanış ve kıpırtı, mâsumluğun birer simgesi olan su, ağaç, anne, çocuk vb. şaire verdiği hayret duygusuyla girer. Bu özellikleriyle şiirleri, yaşamaya dayanak olan yeni bir hikmetin arandığı, yer yer de hikmet özlerinin yakalandığı şiirler olarak değerlendirilir. Şiirinde ve sanatındaki içsellik boyutunda Alman şiiriyle ve Rainer Marie Rilke ile kesişir. Yer yer ilk kitabında görülen “tahkiye”, ikinci şiir kitabı Yedi Güzel Adam’ın destansı bir tona bürünen dili içinde belirgin hale gelir. Bu şiirlerdeki iri ve adaleli erkek figürü estetik bir halde şekillenir. Onun sanatında fiziksel irilik seçkinlik, mânevî güç, aşk gibi içe ait değerlerin de bir ifadesidir. Menziller’de başlangıçtaki psikolojik yoğunluğun kısmen gevşeyerek rahatladığı şiirleri yer almaktadır. Son şiir kitabı Korku ve Yakarış’ta şairin özlü bir söyleyişe ulaştığı, ilk şiirlerindeki içselliğin toplumsal sorumluluk boyutuyla da birleşen mânevî bir kıvama kavuştuğu görülür. Yedi Güzel Adam’la aynı verim evresinin eseri olan İns’te şairi bir kültür mirası devralmamış, henüz kendisine kelime de verilmemiş ilk insanı, yaratılıştaki gizli sebebi araştırarak yeryüzünde hayret ve merakla yürürken buluruz. “Ne çok acı var!” cümlesiyle başlayan Yaşamak adlı günlükleri Türk edebiyatında bu türde yazılmış en orijinal eserlerden biridir. Zarifoğlu, Savaş Ritimleri adlı romanında Afganistan’ın işgal günlerini on dört yaşındaki bir çocuğun ağzından anlatmaktadır. Ölümünden sonra yayımlanmış, bir savaş pilotunun romanı olan Anne’de derin psikolojilerle iç içe geçmiş bir uçma serüveni anlatılır. Çocuk romanlarında insanî değerleri ve sorunları hayvanlar dünyasına aktararak hem çocukların hem de yetişkinlerin kendilerine göre tatlar bulduğu bir dil ve anlatım oluşturur.
Eserleri. Şiir: İşaret Çocukları (1967); Yedi Güzel Adam (1973); Menziller (1977); Korku ve Yakarış (1986); Şiirler (1989; burada daha önce kitaplaşmış olanlarla hiçbir kitabına girmemiş şiirleri bir araya getirilmiştir).
Hikâye: İns (1974); Hikâyeler (1996; İns’teki hikâyelerle daha önce kitaplarına girmemiş bazı hikâyelerinden oluşmaktadır).
Roman: Savaş Ritimleri (1985); Romanlar (1991; Savaş Ritimleri’ni ve yazarın sağlığında yayımlayamadığı Anne romanını içermektedir).
Deneme: Bir Değirmendir Bu Dünya (1986); Zengin Hayaller Peşinde (1999);
Çocuk Edebiyatı: Serçekuş (uzun hikâye, 1983); Ağaçkakanlar (roman, 1983); Katıraslan (uzun hikâye, 1983); Yürek Dede ile Padişah (masal, 1987); Motorlukuş (uzun hikâye, İstanbul 1987); Küçük Şehzade (masal, 1987); Gülücük (şiir, 1989); Kuşların Dili (Mantıku’t-tayr’dan hareketle yazılmış hikâyeler, İstanbul 1989); Ağaç Okul (şiir, 1990); Çocuklarımızla Atlara Biniyorduk (toplu çocuk kitapları, İstanbul 2006).
Mektup: Okuyucularla (İstanbul 2009); Mektuplar (İstanbul 2010). Bunların dışında günlüklerini Yaşamak (1980), konuşmalarını Konuşmalar (ts.) adlı eserinde toplamış, Sütçü İmam adıyla bir tiyatro eseri yazmıştır (1987). Eserleri ölümünden sonra “Cahit Zarifoğlu / Bütün Eserleri” başlığı altında külliyat halinde çıkmıştır.
Şair hakkında ölümünden sonra Yedi İklim (nr. 5-6, Temmuz-Ağustos 1987), Mavera (nr. 129, Eylül 1987), Kitap / Haber (nr. 15, Şubat-Mart 2003), Hece (nr. 126-128, Haziran-Temmuz-Ağustos 2007) gibi dergilerce özel sayılar, Bürde (nr. 3, Haziran 1991) dergisi tarafından özel bölüm hazırlanmıştır. Adına şiir ödülü konmuş (2003), üç yıl bu ödül verilmiştir. Ayrıca Nazım Elmas, Mustafa Yeşilkaya, Ali Pulat, Hüseyin Çolak, Rıdvan Çınar gibi araştırmacılar tarafından hakkında yüksek lisans tezleri hazırlanmıştır.
https://islamansiklopedisi.org.tr/zarifoglu-abdurrahman-cahit
KÜPLÜCE CAHİT ZARİFOĞLU İLKOKULU
Adres: Küplüce Mahallesi, Beylerbeyi Mektebi Sokağı, No:2
KURULUŞ TARİHİ:1908
TARİHÇESİ VE OKULA VERİLEN İSİMLER:
1908 – Küplüce İptidai Mektebi
1925(?) – Beylerbeyi Küplüce 43. Okulu
1949 – Küplüce İlkokulu
1987 – Küplüce Ortaokulu
1991 – Küplüce İlköğretim Okulu
2013 – Küplüce İlkokulu
2016 – Küplüce Cahit Zarifoğlu İlkokulu
Okul Küplüce İptidai Mektebi adıyla, 1908 yılında açılmıştır. Okul ile caminin inşasına aynı dönemde başlanmış, her iki yapı için de halkın önemli bir yardımı olmuştur. Ayrıca Maliye Nezaretinde Heyet-i Fenniye Mümeyyizliği yapan Mehmet Cemalettin Bey inşa sürecinin sonuna kadar yapıyı takip ederek Küplüce Camii’ni Vakıflar Müdürlüğü’ne, Küplüce İlkokulunu ise Maarif vekâletine kaydettirmiştir.
Alt katı kâgir, üst katı ise ahşap olarak inşa edilen okulun üç sınıflı bu şirin binası, 1986 yılına kadar kullanılmıştır. 1970’te aynı bahçe içinde iki katlı yeni binası yapılmış., bunu 1983 yılında yapılan üç katlı bir bina izlemiştir. 1986 yılında ise okulun ilk binasının üst katı yıkılmış, alt katı ise toplantı salonu olarak tanzim edilmiştir. 2016 yılı okulun şimdiki adına kavuştuğu yıl olmuş, son yüzyılın en büyük şairlerinden olan ve ömrünün son yıllarını Üsküdar’ın bu huzurlu beldesinde geçiren Cahit Zarifoğlu’nun ismi okula verilmiştir.
ÖĞRENCİLERİNDEN BAZILARI:
İDARECİ VE ÖĞRETMENLERİNDEN BAZILARI:
Yılmaz, Sinan. Üsküdar’ın Tarihi Okulları. İstanbul: Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2022.
HAYDARPAŞA LİSESİ
Adres: Altunizade Mahallesi, Okul Çıkmazı Sokağı, No:2
KURULUŞ TARİHİ:1934
TARİHÇESİ VE OKULA VERİLEN İSİMLER:
1934 – Haydarpaşa Lisesi
Tarihi Bina II. Abdülhamid Han tarafından yaptırılan ilk tıp okuludur. Yapımına 1894'te başlanmış ve 1903 yılında tamamlanmıştır. Binanın açılışı ise Sultan II. Abdülhamid'in doğum günü olan 6 Kasım 1903 Cuma günü gerçekleştirilmiştir. Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane adıyla eğitime başlanan binanın mimari tasarımı, dönemin önde gelen mimarlarından Alexandre Vallaury ve Raimondo D´Aronco´ya aittir. Bina Haydarpaşa Askeri Hastanesi ve Selimiye kışlası mimari tarzıyla uyum içinde, 80 bin metrekarelik arsa üzerinde inşa edilmiştir. Dörtkenarı koridorlarla çevrili dikdörtgen bir iç avlusu ile 54 bin metrekarelik inşaat alanına sahiptir.
Bina 1984 - 2016 yılları arasında Marmara Üniversitesi´ne tahsis edilmiştir. 2016´dan itibaren ise yeni kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi´nin kullanımına tahsis edilmiştir.
Haydarpaşa Lisesi büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle 26 Eylül 1934´te kurulmuş ve Haydarpaşa'daki tarihi binada eğitim öğretime başlamıştır. Okul adını, tarihi binanın yapımı sürerken ortaya çıkan Osmanlı-Yunan Savaşı´nda (1897) büyük yararlılıklar gösteren Haydar Paşa´dan almıştır. Eğitim öğretime açıldığında içinde; İstanbul Muallim Mektebi ile uygulama bölümü de bulunduran okulun tarihi binası 1936-1937 öğretim yılında bu okulların Çamlıca`ya taşınmasıyla bağımsız lise durumuna getirilmiştir. Açıldığında 1048 öğrencisi olan okul, kısa zamanda gelişerek çevrenin ´yatılı ve gündüzlü´ ortaöğretim ihtiyacını karşılayacak duruma getirilmiştir. O zamanlar okul, çok sayıda dersliğinin yanında 35 kurnalı hamamı, mescidi, reviri, yemekhanesi, 5 mutfağı, terzihanesi, demirhanesi, marangozhanesi ve lojmanlarıyla küçük bir kasaba görünümündedir.
Haydarpaşa Lisesi, o yıllarda bu farklı birimleri bünyesinde bulundurduğu gibi, farklı bölgelerden gelen öğrencilere de kucak açmıştır. Lisenin bu özelliği, kayıt sırasında öğrencilere verilen okul numaralarından açıkça anlaşılmaktaydı. Tek numaralar, yatılı öğrencileri; sonu 3 rakamıyla biten numaralar, Leyli Meccani (parasız yatılı) olanları; çift numaralar ise, gündüzlü öğrencileri göstermekteydi.
1948-1949 öğretim yılına gelinceye kadar, Haydarpaşa Lisesi bir erkek lisesi durumunda olmuştur. Bu öğretim yılından itibaren, okulumuza kız öğrenciler de alınmıştır. Ancak bu uygulamaya 1958-1959 yılında son verilmiştir. 1980-1981 öğretim yılında, yeniden karma eğitime başlanmıştır.
1979-1980 öğretim yılında Haydarpaşa Lisesinin yatılı bölümü kapatılarak, bu bölümlere Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi taşınmıştır. Okulun kullanım alanının daralması sonucunda eğitim zorlaşmış, kayıtların kısmen dondurulması gündeme gelmiştir. Haydarpaşa Lisesi 1984 yılının Temmuz ayında tarihi binadan çıkarak 1989 yılına kadar Haydarpaşa Endüstri Meslek Lisesi´nin yeni yapılan ek binasında hizmet vermiştir.
Şubat 1989´da Altunizade´de Validebağ korusunun yanında yeşillikler içindeki yeni yapılan binaya taşınmış ve yeni bir dönem başlamıştır. Ana bina 2086 metrekare alan üzerine zemin + üç kat olarak inşa edilmiştir. Üç bloktan oluşan yapıda dersliklerin yanı sıra laboratuvarlar, yönetim birimleri, kütüphane, müze, revir bulunmaktadır. Zaman içerisinde spor salonu, kültür merkezi ve pansiyon binaları yapılarak yerleşkemiz bugünkü halini almıştır. Haydarpaşa Lisesi 1998-99 öğretim yılında Anadolu Lisesi statüsüne dönüşmüştür. Milli Eğitim Bakanlığının 20 Haziran 2016 tarih ve 6786241 sayılı onayıyla Proje Okulu olmuştur.7 Haziran 2017´de verilen onayla 1 Yıl İngilizce Hazırlık + 4 Yıl eğitim veren Anadolu Lisesi olmuştur. Haydarpaşa Lisesi, ülkemize sanatçı, politikacı, bilim adamı, başarılı işadamları ve sporcu yetiştirmiş ülkemizin sayılı eğitim kurumları arasında yer almıştır.
ÖĞRENCİLERİNDEN BAZILARI:
ÖĞRETMENLERİNDEN BAZILARI:
Yılmaz, Sinan. Üsküdar’ın Tarihi Okulları.İstanbul: Üsküdar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, 2022.
KURBAN BAYRAMI 2. GÜN
(11 ZİLHİCCE 1445)