• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
    • Acıbadem Türk Telekom Şehit Mete Sertbaş Ortaokulu /2024
    • Geçmişten Geleceğe Başarıyla Açılan Kapı
    • Acıbadem Türk Telekom Şehit Mete Sertbaş Ortaokulu /2024
    • Geçmişten Geleceğe Başarının adı
    • Acıbadem Türk Telekom Şehit Mete Sertbaş Ortaokulu /2024
    • Geçmişten Geleceğe Başarının adı
Ajandam Üsküdar 2025
Site Haritası

22 Şubat

TURGUT CANSEVER

(1920-2009)

Düşünce adamı ve mimar.

12 Eylül 1920 (nüfus kaydına göre 1 Ocak 1921) tarihinde Antalya’da doğdu. Bâbıâli’de yüksek derecede bir memur olan dedesi Ali Efendi, aynı zamanda Mehmed Türâbî Efendi’nin (ö. 1812) İstanbul Kasımpaşa’da kurmuş olduğu Kādirî Türâbî Baba Tekkesi’nin son şeyhidir. Babası Türk Ocağı’nın kurucularından tıbbiyeli Hasan Ferid Bey, annesi Filibe’de müderris Mehmed Efendi’nin kızı ve Kız Öğretmen Okulu’nun ilk mezunlarından Hatice Samime Hanım’dır. İlk öğrenimini Ankara Keçiören’de ve Bursa Muradiye’de, liseyi İstanbul Galatasaray Lisesi’nde, yüksek öğrenimini İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi (bugünkü Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Mimarlık Bölümü’nde tamamladı. Çocukluk ve gençlik yıllarında babası vasıtasıyla Türkiye’nin önemli bilim ve düşünce adamlarının sohbetlerine katıldı. Muhammed Hamdi Yazır, Neyzen Emin Efendi, Ahmet Avni Konuk, Ahmet Hamdi Tanpınar, Âsaf Hâlet Çelebi bunlardan bazılarıdır. Lise ve üniversite yıllarında Mehmet Cavit Baysun’dan tarih, Muvaffak Benderli’den divan edebiyatı, Ali Karsal’dan resim dersleri aldı. Resim hocası ve neyzen Halil Dikmen, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Mazhar Şevket İpşiroğlu, aynı üniversitede sanat tarihi hocası olan Ernst Diez ve Güzel Sanatlar Akademisi hocalarından mimar Sedat Hakkı Eldem de etkilendiği önemli isimlerdendir. Çeşitli arayışları, karşılaşmaları ve yönlendirmeler neticesinde sanata dair birçok alanla ilgilenen Cansever, 26 Ekim 1936 tarihinde henüz on altı yaşında iken İstanbul’da bir resim sergisi açtı. Neyzen Halil Dikmen’den arkadaşı neyzen Niyazi Sayın ile birlikte ney dersleri aldı. Akademi’den mezun olduktan (1946) sonra bir süre hocası Sedat Hakkı Eldem’in asistanlığını yaptı. 1949’da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde Selçuk ve Osmanlı Mimarisinde Üslup Gelişmeleri: Türk Sütun Başlıkları adlı doktora tezini tamamladı. Türkiye’de sanat tarihi alanında yapılan ilk doktora tezi niteliğini taşıyan bu çalışması Cansever’e doktora yapan ilk mimar unvanını kazandırdı. 1950-1951 yıllarında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretim üyeliğine getirildi. 1960’ta modern mimarlığın beş önemli mimarını ve eserlerini incelediği Modern Mimarlığın Temel Meseleleri adlı çalışmasıyla doçent oldu.

Daha sonraki yıllarda bir taraftan mimari projeler üretti, diğer taraftan hükümetler, belediyeler ve üniversiteler nezdinde çeşitli görevler aldı. Marmara Bölgesi Planlama Teşkilâtı başkanlığını ve İstanbul Belediyesi planlama müdürlüğünü yürüttü. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde iki yarıyıl (1960) diploma projesi yöneticiliği yaptı. 1974’te İmar ve İskân Bakanlığı’nda danışmanlık, 1974-1975’te İstanbul Metropol Planlama Dairesi başkanlığı ve 1975-1980 arasında İstanbul Belediyesi’nde danışmanlık görevlerinde bulundu. Aynı zamanda 1974-1977 yıllarında Avrupa Konseyi Türk Delegasyonu üyesi oldu. Özellikle 1972-1979 yılları arasında daha çok İstanbul için gerçekleştirdiği yeniden işlevlendirme, yayalaştırma ve düzenleme çalışmalarına yoğunlaştı. 1983’te Mekke Üniversitesi’nde eğitim programı hazırlayan kurumun danışmanı oldu. Her biri uzman ekipler tarafından yürütülen büyük çaplı dört adet şehir ve bölge planlama çalışması içerisinde yer aldı. Bunlar İstanbul Metropolitan Planlama Çalışmaları, Marmara Bölge Planlama Çalışması, Ege Bölgesel Planlama Çalışması ile 17 Ağustos 1999 Marmara ve 12 Kasım Düzce depremlerinden sonra hazırlanan, fakat uygulanamayan Yenişehirler Projesi olup ilkinde başkanlık, diğerlerinde yöneticilik yaptı. 22 Şubat 2009’da İstanbul’da vefat etti.

Düşünce Dünyası

Turgut Cansever’in eserlerinde kullandığı kavramsal çerçeveyi anlamak için kendi ifadelendirme biçimi ve terkiplerinin yanında çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerindeki yönelimlerine ve bir dünya görüşü oluşturma yolundaki kaynaklarına da kısaca değinmek gerekir. Bu anlamda, onun ilgisini daima sıcak tuttuğu Osmanlı’nın son nesil fikir ve sanat adamlarıyla aynı meclislerde bulunması önemlidir. Özellikle babasının kütüphanesinde bulunan bazı kitapları (İbnü’l-Arabî, M. Hamdi Yazır, Ömer Hayyam vb.) incelemesi ve eğitim yıllarındaki karşılaşmaları (Sedat Hakkı Eldem, Ernst Diez, Mazhar Şevket İpşiroğlu vb.) dikkate değerdir. Kendisi Bursa ve İstanbul gibi henüz nispeten bozulmamış bir geleneksel çevrede büyümenin hâtıralarına sık sık vurgu yaparak söyleminin temellerinin burada olduğuna işaret etmiştir. Batı taraftarı ya da karşıtı olmak gibi keskin ayırımların yapıldığı Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ve arayışlar da göz önünde bulundurulursa, belli bir birikim ve hâfızayla donanmış olan Cansever’in zihninde mevcut Batı ve Doğu imajı hakkındaki düşünceleri Elmalılı tefsiri okumaları ve müellifi Hamdi Yazır ile diyaloglarıyla derinleşmiş, sanat tarihi hocası Diez’in yazı ve dersleriyle sanat tarihi alanına yansımıştır. Bunların yanında Batı düşüncesinin XIX. yüzyıldaki ve XX. yüzyıl başındaki temsilcilerine de âşinadır. Batı felsefe geleneğine getirdiği eleştiriler bağlamında yeni ontoloji ekolünün kurucularından Nikolai Hartmann, süreç felsefesinin önemli ismi Alfred North Whitehead ve Nietzsche gibi “muhalifler” onun ilgi alanındadır. Sanat tarihinde Ernst Diez tarafından İslâm sanatına uyarlanan genetik estetik düşüncesi ve psikolojik estetik bir başka odaklanma alanıdır. Bu isimler ve düşünceleri, Cansever’in kendince oluşturduğu düşünce terkibinde Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Fuṣûṣü’l-ḥikem’i vb. bazı İslâmî kaynaklarla mezcedilmiştir. Ayrıca Batı Avrupa’da bulunduğu yıllarda ve sonrasında Avrupa’nın tarihsel mimari mirasını ve modern dönem eserlerini yakından incelemiştir. Özetle Cansever’in düşünce dünyası ve açıklama biçimleri âyetler, hadisler ve Fuṣûṣ ile yeni ontoloji, genetik estetik ve yapılı çevre olarak mimarlık tarihinin örtüştürülmesi sonucunda meydana gelmiştir. Fikrî yaklaşımının temeli şu ifadelerinde yer almaktadır: “Sanat eseri varlık-kâinat tasavvurunun yapılana yansımasıdır. Eserini ortaya koyarken aldığı her karar sanatkârın varlık ve varlığın güçleri hakkındaki tasavvuruna göre şekillenir. Bu özellikleriyle sanat ahlâk alanında yer alır.” “İnsanın dünyadaki vazifesi dünyayı güzelleştirmektir” şeklindeki İslâmî telakkiyi sıkça dile getiren Cansever, güzel kavramının çeşitli açılımlarına vurgu yapar. Vücuda getirdiği mimari eserlerini yeni ontoloji ekolünden de istifade ederek varlık tabakaları üzerine bina eden Cansever bu durumu şöyle ifade eder: “Mimari insanla varlık arasındaki ilişkiyi maddî, organik, ruhî ve fikrî bütün varlık alan ve tabakalarında düzenleyen disiplindir. Teknolojik, ekonomik ve politik sorunlar yanında insanın düşünce dünyasının tümünü kapsar. Varlıkla ilişkisini bilinçle düzenlemek insana özgüdür. Dünya ile bilinçli ilişkisini düzenleyemediği aşamada insan yalnızca fizyolojik bir yaratıktır.” Turgut Cansever mimari alanında yaptıklarını “bilinci biçimler dünyasına yansıtma çabası” olarak tanımlar ve bu çabayı da fikir ve inanç dünyasının aşkın (transandantal) çerçevesi içerisine yerleştirir.

Yazılı Eserleri

1981 yılına kadar çeşitli dergi ve gazetelerde çıkan yazıları yanında mimari proje tanıtımları ve hazırladığı resmî raporlar mevcuttur. Yazılı eserlerinin kitap veya dergi özel sayıları olarak bir araya getirilmesi 1980’den sonradır. Bu anlamda Cansever’in mimari projelerinin ve altında yatan düşüncelerin toplu halde yer aldığı ilk yayın Thoughts and Architecture adlı kitabıdır (Ankara 1981). Bu eserin Türkçe versiyonu olarak nitelendirilebilecek yayın Mimar dergisinin “Turgut Cansever Özel Sayısı”dır (İstanbul 1983). Sanat tarihi alanında hazırladığı doktora tezi Sonsuz Mekânın Peşinde: Selçuk ve Osmanlı Sanatında Sütun Başlıkları adıyla yayımlanmış (İstanbul 2010), doçentlik çalışması henüz neşredilmemiştir. 1990’lı yıllardan başlayarak toplu halde yayımlanan eserleri şunlardır: Şehir ve Mimari Üzerine Düşünceler (İstanbul 1992), Ev ve Şehir Üzerine Düşünceler (İstanbul 1994), Kubbeyi Yere Koymamak: Konuşmalar (hazırlayan: Mustafa Armağan, İstanbul 1997, 2002, 2007), İslâm’da Şehir ve Mimarî: Makale ve Bildiriler (İstanbul 1997, 2006), İstanbul’u Anlamak: Makale ve Bildiriler (İstanbul 1998, 2008), Mimar Sinan (İstanbul 2005, 2010), Osmanlı Şehri: Şiirden Şehire (İstanbul 2010, vefatından sonra derlenmiştir). Bu kitaplar içerisindeki makale ve bildirilerinden “İslâm Mimarisi Üzerine Düşünceler”, “İslâm Mimarisinin Temel Meseleleri”, “Mimaride Tezyinîlik”, “Mimarlık Mirasımız ve Kültürümüzün Geleceği” adlı yazılar Cansever’in dayandığı temelleri açıklaması bakımından dikkate değer metinlerdir. Mimari, kültür ve medeniyete yaklaşımlarını ortaya koyması açısından önemli bir eser olan Kubbeyi Yere Koymamak ise kendisiyle yapılan söyleşi ve röportajları içermektedir. Ayrıca Cansever’in koordinatörlüğünde 1995’te yayımlanan HABITAT II Konferansı için Şehir ve Konut Üzerine Düşünceler ile 2001 yılında yayımlanan Yıkıcı Depremden Etkilenecek İstanbulluları Yeni Şehirlere Yerleştirme Projesi Ön Raporu ve 2003’te yayımlanan Yıkıcı Depremden Etkilenecek İstanbulluları Yeni Şehirlere Yerleştirme Amaçlı Proje Önerisi: Pilot Şehir Uygulama Raporu ise onun şehir ve şehircilik hakkındaki görüş ve önerilerinin somut göstergeleridir.

Mimari Eserleri

Cansever’in bilinebildiği kadarıyla seksen yedi projesi bulunmaktadır. Bazıları uygulanmış, bazıları da uygulama fırsatı bulamamış önemli projeleri şunlardır: “Sâdullah Paşa Yalısı Restorasyonu” (İstanbul 1949-1951), “Anadolu Kulübü Oteli” (Büyükada, İstanbul 1951-1957; Abdurrahman Hancı ile birlikte),

“Türk Tarih Kurumu” (Ankara 1951-1967; Ertur Yener ile birlikte), “Rıfat Yalman Evi” (İstanbul 1952; Abdurrahman Hancı ile birlikte), “Karatepe Açık Hava Müzesi” (Adana 1957-1961), “Beyazıt Meydanı Yayalaştırma ve Düzenleme Projesi” (İstanbul 1958-1961), “ODTÜ Kampüsü Yarışma Projesi” (Ankara 1959), “Çürüksulu Yalısı Restorasyonu” (İstanbul 1968-1971), “Ahmet Ertegün Evi” (Bodrum-Muğla 1971-1973), “Atatürk Kültür Merkezi Ulusal Müze ve Parkı Projesi” (Ankara 1980), “Batıkent Yeni Şehir ve Konut Yerleşmesi Teklif Projesi” (Ankara 1980-1981), “Ayşin-Rafet Ataç Evi” (İstanbul 1983-1986; Feyza Cansever ile birlikte), “Demir Evleri (Tatil Köyü)” (Bodrum-Muğla 1984-2005; Emine Öğün, Mehmet Öğün ve Feyza Cansever ile birlikte), “Avanos Oyma Kaya Oteli Teklif Projesi” (Nevşehir 1984; Emine Öğün ve Mehmet Öğün ile birlikte), “Bodrum Kültür ve Ticaret Merkezi” (Muğla 1987; Emine Öğün, Mehmet Öğün ve Feyza Cansever ile birlikte), “Caner-Zerrin Şaha Evi Restorasyonu” (İstanbul 1998; Feyza Cansever ile birlikte), “Sualtı Arkeoloji Enstitüsü” (Bodrum-Muğla 1988-1996; Feyza Cansever ile birlikte), “Çocuk Vakfı Renevasyonu ve Restorasyonu” (İstanbul, 1991-1994), “Karakaş Camii” (Antalya 1991-1998), “İmam Buhârî Eğitim Kompleksi Davetli Yarışma Projesi” (Semerkant-Özbekistan 1993; Emine Öğün ve Mehmet Öğün ile birlikte), “Cebelüssaid Yerleşmesi” (Sofar-Beyrut-Lübnan 1994-1995; Emine Öğün ile birlikte), “Hadi Bey Yalısı Restorasyonu” (İstanbul 1994-1999; Emine Öğün ile birlikte), “Kaleardı Mahallesi Projesi” (Sivas 1998; Emine Öğün ile birlikte), “Dârüsselâm Eğitim Tesisleri Teklif Projesi” (Zenzibar-Tanzanya 2000), “Ballıkuyumcu Toplu Konut Alanı Projesi” (Ankara 2001; Emine Öğün ve Mehmet Öğün ile birlikte), “İstanbul Anadolu Yakası Adliye Binası Teklif Projesi” (İstanbul 2005).

Turgut Cansever’in tasarladığı (1991-98) Antalya Karakaş Camii (Emine – Mehmet Öğün fotoğraf arşivi)

Mimari projeleri ulusal ve uluslararası alanda çeşitli ödüllere lâyık görülen Cansever, “Türk Tarih Kurumu” ve “Ertegün Evi” ile 1980’de, “Demir Evleri” ile 1992’de Uluslararası Ağa Han Mimarlık ödülünü alarak dünyada bu ödülü üç defa alan tek mimar oldu. Meslekî pratiği, düşünsel ve felsefî yaklaşımı ile 1990’da II. Ulusal Mimarlık ödülleri kapsamında Büyük Ödül (Sinan ödülü) ona verildi. 2003’te Mimarlık dergisinde yayımlanan “Türkiye’de Çağdaş Mimarlığın (1923-2003) Önde Gelen 20 Eseri” adlı bir soruşturma sonucunda “Türk Tarih Kurumu” ilk sırayı, “Anadolu Kulübü Oteli” on sekizinci sırayı, “Demir Evleri” on dokuzuncu sırayı aldı. TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından her yıl verilen Kültür ve Sanat Büyük Ödülü 2005 yılında, “Türk mimarisini tarihsel kökleriyle bağlarını koparmadan yaşatarak çağdaş çizgiyi yakalayabilmiş, üstün hizmetlerinden ve geçmişi tanıması açısından Türk mimarisinde büyük bir ufuk açan, yapıtlarıyla uluslararası akademik camiada saygın bir yer edinen” ifadeleriyle Cansever’e verildi. Vefatından kısa bir süre önce de (Aralık 2008) Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülü’ne layık görüldü.

https://islamansiklopedisi.org.tr/cansever-turgut

 

 

 

Cumhuriyetin Üsküdar 100’leri
 
 
 
 
 
 
Aktif Ziyaretçi26
Bugün Toplam402
Toplam Ziyaret9107
Üyelik Girişi
Takvim
Hava Durumu