ALİ ALPARSLAN
(1925-2006)
Hattat, edebiyatçı.
Tekirdağ’ın Çorlu kazasında doğdu. Yayımlanan biyografilerinde 1925 veya 1926 olarak gösterilen doğum yılı nüfus kayıtlarında rûmî 1338’dir (1922). Kendisi nüfus kütüğüne üç yaş büyük yazıldığını söylerdi. Çocuk yaşta babası Mehmet Çavuş’un ölümü üzerine annesi Atiye Hanım ve kız kardeşi Hikmet’le beraber dayısı Mehmet Efendi’nin himayesinde Üsküdar’a yerleştiler. Çorlu’da başladığı öğrenimine Üsküdar’da devam etti. 1943’te Haydarpaşa Lisesi’ni bitirdikten sonra aynı yıl İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ne kaydoldu. 1947’de Manzum Lügatlar ve Tuhfe-i Vehbî’nin Alfabetik Tertibi adlı bitirme teziyle fakülteden mezun oldu. İran Devleti’nin açtığı bir imtihanı kazanarak Tahran’a gitti. 1948-1951 yıllarında Tahran Üniversitesi İran Edebiyatı Bölümü’nde doktora derslerine girdi. Buradaki öğreniminin sonunda “fevk-i lisans” adıyla lisans üstü diplomasını aldı ve Türkiye’ye döndü. Askerlik görevini 1952’de tamamladı.
Çalışma hayatına İstanbul Başbakanlık Arşivi Genel Müdürlüğü’nde başladı ve 29 Nisan 1953 tarihine kadar burada çalıştı. Ardından Dışişleri Bakanlığı Muhtelif Hukuk Dairesi Umum Müdürlüğü’nde aday memur olarak görev aldı (1954). Protokol Dairesi Umum Müdürlüğü’nde merkezde ve yabancı ülkelerdeki elçilikler arasında bir yıl siyasî kuryelik yaptı. 1957’de Ankara İlâhiyat Fakültesi İslâm Tarihi Bölümü asistanlığına tayin edildi. Kısa süren bu görevinden sonra İstanbul Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı Kürsüsü’ne asistan oldu. Âşık Paşa’da Tasavvuf adlı teziyle 1961’de doktorasını verdi. 1963’te davet edildiği İngiltere’ye giderek Londra Üniversitesi’ne bağlı School of Oriental and African Studies’te okutman olarak 1966 yılına kadar Türk dili ve edebiyatı dersleri okuttu. Ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ndeki görevine döndü. 1967-1968 ders yılında Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti ve Chicago Üniversitesi’nde asistan-profesör sıfatıyla çalıştı. 1967’de hazırladığı Câvidan-nâme’nin Nesîmî’ye Tesiri adlı çalışmasıyla 1968’de doçent unvanını aldı. Profesörlüğe 1977’de Kadı Burhaneddin Divanı’ndan Seçmeler adlı teziyle başvurduysa da bazı engellemeler yüzünden (bk. Serin, sy. 16 [2006], s. 288-289) kendisine ancak 1980’de profesörlük unvanı verildi. 1971 yılından sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde de Türk edebiyatı dersleri okutan Ali Alparslan 1989’da emekliye ayrıldı. Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Geleneksel Türk El Sanatları Bölümü’nde öğretim çalışmalarını sürdürdü. Ali Alparslan kısa süren bir rahatsızlığın ardından 24 Ocak 2006’da vefat etti. Fâtih Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Karacaahmet’teki aile mezarlığına defnedildi.
Ali Alparslan’ın akademik hayatının yanında önemli bir yönü de hattatlığıdır. Ta‘lik, divanî, celî divanî ve rikā‘ yazılarında son dönemin kudretli hattatları arasında yer almıştır. Öğrenimi sırasında Üsküdar semtinde cami, sebil ve türbeler, bunların kitâbelerindeki celî yazılar onun ruhunda derin izler bırakmış, bu sırada okuduğu Melek Celâl’in Reîsü’l-hattâtîn Kâmil Akdik adlı eserinden etkilenip hat sanatını öğrenmeye karar vermiştir. Bu amaçla aynı semtte oturan Güzel Sanatlar Akademisi hat hocalarından M. Necmeddin Okyay’la tanışmıştır. Kendisinden yazı meşketmek istediğini söyleyince Necmeddin Hoca ta‘lik hattatı olduğunu belirterek onun da ta‘lik yazmasını tavsiye etmiş, bunun üzerine hocadan yazı meşketmeye başlamıştır. Necmeddin Hoca, Hattat Sâmi Efendi yolunda güçlü bir hattat olduğu gibi yazı tarihi ve üslûplarını, bu üslûpların meşhur hattatlarının tavır ve şivelerini de bilirdi. Yine hocası vasıtasıyla tanıdığı Eşref Efendi, Mustafa Düzgünman, Abdülbaki Gölpınarlı gibi şahsiyetlerin çevresinde bulunmuş, sanat ve irfan muhitleri onun gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Ali Alparslan, Necmeddin Hoca’nın izniyle akademinin hat hocalarından Mustafa Halim Özyazıcı’dan divanî, celî divanî ve rikā‘ yazılarını öğrenmiş, 1948 yılında ta‘lik yazıdan icâzet almıştır. İran’da iken buranın önde gelen hattatlarıyla görüşmüş, Zerrin Hat adlı sanatkârın derslerine devam ederek İran nesta‘likinin inceliklerini öğrenmiş, İran ta‘lik üslûbu ve şikeste yazısıyla ilgilenmiştir. Daha sonra Emin Barın’ın Divanyolu’ndaki atölyesinde yapılan toplantılara katılmış, çeşitli sanat muhitlerinde yapılan faaliyetleri izlemiştir.
Yayımladığı kitap ve makaleleri, yetiştirdiği talebeleri, ayrıca alçak gönüllülüğüyle hat sanatını en iyi şekilde temsil eden Ali Alparslan yazı sanatının özündeki kültürü bilen, ondan beslenen ve davranışlarında onu aksettiren bir sanatkârdı. Yazıyı karşılıksız olarak öğretmiş, sanatını geçim vasıtası yapmamıştır. 1990 yılından ölümüne kadar Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde rik‘a, ta‘lik ve divanî hatları öğretmiş, cuma günleri Süleymaniye Kütüphanesi’nde meraklılarına yazı meşklerini sürdürmüştür. Ali Alparslan’dan yazı meşkederek icâzet aldıkları tesbit edilebilen öğrencileri başta Ali Toy ile Ali Rıza Özcan olmak üzere Cengiz Malbeleği, müzehhip Orhan Dağlı, Tahsin Kurt ve Muhammed Zekeriya’dır. Hamit Aytaç’ın talebesi Hüseyin Gündüz, Savaş Çevik ve Davut Bektaş da onun talebeleri arasında yer alır. Ayrıca yurt dışından kendisine mektupla meşk göndererek ta‘lik öğrenmiş ve “teberrüken” icâzet almış öğrencileri de vardır. İngilizce ve Fransızca’dan başka Farsça da bilen Ali Alparslan edebiyat ve hat sanatları alanında kendini iyi yetiştirmiş, ulusal ve uluslararası konferans ve kongrelere katılmıştır.
"Ve'bud rabbeke hatta ye/tiyeke-lyakin" ve ölüm gelip çayıncaya dek Rabbine ibadet et Talik hat ile yazılmış istif 40*80 cm 1390 hicri tarihi
Eserleri. Kitapları: Kadı Burhaneddin Divanı’ndan Seçmeler (Ankara 1977), Ahmed Paşa (Ankara 1987), Şeyh Galib (Ankara 1988), Ünlü Türk Hattatları (Ankara 1992), Abdülbaki Gölpınarlı (Ankara 1996), Osmanlı Hat Sanatı Tarihi (İstanbul 1999).
Makaleleri: “L’art de la calligraphie en Turquie aux XV et XVIe siècles” (Revue des études islamiques, XXV, Paris 1967, s. 219-223); “Namık Kemal’in Bilinmeyen Bir Mektubu” (TTK Belleten, XXXIII [1969], sy. 129, s. 35-42); “Edebiyatta Alparslan” (TM, XVII [1970], s. 113-124); “Bazı Farsça Kaynaklarda Hattatlıkla Alakalı Bilgiler” (STY, V [1973], s. 579-585); “Introduction”, An Anthology of Turkish Short Stories (İstanbul 1973); “Yazı-Resim” (Boğaziçi Üniversitesi Dergisi, I [İstanbul 1973], s. 1-27); “Şeybanî Han’ın Türk Kültür Tarihindeki Yeri” (I. Milletler Arası Türkoloji Kongresi, İstanbul 15-20 Ekim 1973 Tebliğler: 1. Türk Tarihi, İstanbul 1979, s. 1-6); “50 Yıl İçinde Hattatlıkla Alâkalı Kitap ve Mühim Makaleler” (Cumhuriyetin 50. Yılına Armağan, Ankara 1973, s. 141-158); “İslâm Yazı Sanatına Saray ve Çevresinin Tesiri” (XXIX. Müsteşrikler Kongresi, Paris 1975, s. 23-28); “Çağımızda Türk Şiirinin Sınırları” (Boğaziçi Üniversitesi Dergisi, III [İstanbul 1975], s. 1-98); “Bâbür’ün İcad Ettiği Bâbürî Yazısı ve Onunla Yazılmış Kur’an” (TM, XVIII [İstanbul 1976], s. 161-168); “Khatt (Türkiye ve İran’da)” (EI2 [İng.], IV, 1122-1126); “Mimari Yapıların Yazı Sanatı Bakımından Önemi” (Boğaziçi Üniversitesi Dergisi, IV-V [İstanbul 1976-77], s. 1-14). Ali Alparslan’ın genelde hat sanatı ve hattatlarla ilgili olarak Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, Eczacıbaşı Sanat Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi’nde maddeleri yayımlanmıştır. Ta‘lik, celî ta‘lik, divanî, celî divanî levhaları özel koleksiyonlarda ve Konya Mevlânâ Müzesi Abdülbaki Gölpınarlı Kütüphanesi’nde (nr. 2100, 2107, 2109, 2110, 2113, 2125) bulunmaktadır. Kültür Bakanlığı’nın neşrettiği 40 Hadis adlı albüm içinde ta‘lik, ince ta‘lik, divanî ve celî divanî, rikā‘ yazılarıyla on kıtası yer almaktadır. Galatasaray Lisesi’nin kitâbesini celî ta‘lik hatla aslına sadık kalarak yeniden yazmıştır. Ali Alparslan, bilhassa yüksek bir medeniyete ait güzelliklerin unutulmaya yüz tuttuğu bir dönemde hat sanatının yeniden değer kazanmasında büyük çaba göstermiş, mâzi ile günümüz arasında sağlam bir bağ kurarak bu mirasın gelecekte devamını temin etmiştir.
https://islamansiklopedisi.org.tr/alparslan-ali